21 Şubat 2016 Pazar

BENİM HİKAYEM

BİRKAÇ  PARÇA  UMUT


   Daha on bir yaşında o babasını, annesi ise hayat arkadaşını kaybetmişti. Biçare annesi yavrularını kimseye muhtaç etmemiş, evin bütün yükünü sırtına almıştı. Yaşayacaktı, çocukları için ayakta duracaktı. Artık her gün o, küçük kızı ile ev temizliğine, oğlu Murat ise okuluna gidiyordu.
   Bazı akşamlar Murat ödevlerini bitirdiğinde, küçük Makbule de tek başına oynamaktan sıkıldığında, salondaki bir duvarı boydan boya kaplayan kanapede oturuyor, hayal kuruyorlardı. Bu onların içini rahatlatıyordu. Hele ki Murat'ın hayalleri, hepsinin suratına bir tebessüm, gönüllerine bir umut konduruyordu.
   Murat okuyacak, polis olacaktı. Annesi ve küçük kız kardeşini başının taci edecek, hem onları hem de vatanını koruyacaktı.
   Birkaç yıl geçti, bir gün zavallı anne bir hastalığa yakalandı ve yatağa düştü. On - on beş gün öyle böyle idare ettiler sonrasında Murat bir fırıncının yanında çırak olarak çalışmaya başladı. Fakat buradan aldığı aylık hasta annesinin ilaçlarını almaya zor yetiyor, evi geçirdirmeye yetmiyordu.
   Annenin durumu gün geçtikçe kötüleşiyor, Murat' ın kalbi biricik annesini böyle bitkin görmeye dayanamıyor, sızlıyordu.
   Yıllardır değişmeyen, artık iyice eskimiş olan kanapeye oturdu ve başını ellerinin arasına alarak düşünmeye başladı.. bir şeyler yapmalı ve annesini iyileştirmeli, hepsini içinde bulundukları bu sefaletten kurtarmalıydı. Aniden yerinden fırladı,  mutfağa girdi ve bir bıçak alarak sokağa attı kendini. Artık düşünemiyor sadece üç - beş sokak arkadaki değerli eşyalar satan bir dükkâna doğru ilerliyordu. Kulakları tıkanmış,  sesleri uğultular halinde duyuyordu. Her adımında içindeki korku biraz daha artıyor,  vücudu biraz daha titriyordu. Biraz daha dayanması gerekiyordu, yolun karşısına geçtiğinde her şey bitecekti. Tabi eğer geçebilseydi. Yolun ortasına gelmişti ki birden yere yığıldı. Siyah bir otomobil Murat'a çarpmıştı. Otomobilin içinden düzgün giyinimli bir adam çıktı ve Murat'a yaklaştı, onu otomobile bindirip ahbabı olan bir doktora götürdü.  Ne kadar uğraştılarsa da Murat'ı kurtaramadılar.
   Murat'ın öldüğünü duyan; hastalıklı zavallı annenin kalbi de vücudu da bu acıya dayanamadı ve kendinden geçti. Sonra anlaşıldı ki anne ölmüştü. Bu bedbaht talihli ev halkından geriye sadece Makbule kaldı ve amcası,  ağabeyinin emaneti olarak gördüğü Makbule'yi himayesi altına aldı.

        Sümeyya  BAYRAKTAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder